İlk defa 2013 yılında şirket kurmuştum işler fena da gitmiyordu ama her okumuş insan gibi en büyük lanetimiz olan çok fazla opsiyonumuzun olması ve bir işte sebat etmeme sıkıntısından işime devam etmedim. Önümde iki opsiyon vardı ya işleri büyütüp daha fazla risk alacaktım ya da işi bırakıp rahat yoldan para kazanacağım başka bir fırsata yönelecektim. Tamamen risk almanın kötü olduğu düşüncesi ile yetiştirilince haliyle ben de ikinci fırsatı seçmiştim. Ama ilk işimden çok şey öğrendim en azından öyle olduğunu düşünüyordum.
Sonra yıllar sonra rahatlık battığından herhalde herşey yolunda olmasına ve çok da iyi para kazanmama rağmen yeni bir girişim kurmaya karar verdim Bu sefer ilk işimde öğrendiğim küçük sermaye ile işe koyulmamak gerektiğini anladığımdan 500.000 TL gibi azımsanmayacak yatırım da bulup işe başladım. O yüzden ilk dersim olan “Paraya hızlı ulaşmalısın!” çıkarımımı uyguladığımı düşünüyordum. Çünkü para olmadan iyi bir ekip kurmak çok zor.
Ders 1: Girişimci başarılı olmak için paraya hızlı ulaşmalıdır!
İlk girişimim üretim ağırlıklıydı ve üretim işinin benim güçlü yanım olmadığını anlamıştım. O yüzden bir sonraki işimin teknoloji ağırlık olması gerektiğini düşünüyordum. O yüzden ikinci dersim olan “Bildiğin işi yap!” çıkarımımı uygulayarak bir web tabanlı projeye yöneldim. Bir de yıllardır spor yapan biri olarak spor üzerine web tabanlı proje yapınca doğru bir tercih yaptığımı anladım. Çünkü yaptığım şey ve ortaya çıkaracağım ürün beni mutlu ediyordu.
Ders 2: Bildiğin işi yap!
Ama bildiğimi düşündüğüm işte bile çok gol yedim. Bir kere proje yönetimi olarak işin hızlı çıkması açısından tecrübeli bir yazılım ofisi ile MVP (minimum viable product) çıkarmak istedim. Neden? Çünkü ekip kurmak hiç kolay değil. Hem vakit alıyor hem de ortada ürün yokken insanları ikna etmek de zor. Hayal satıyor gibisiniz. Ama defalarca karşıma çıkacak insan faktörü bana gol attı. Güvendiğim, referansla yönlendirildiğim, çok iyi denilen bizim okuldan mezun arkadaşların kurduğu yazılım ofisi istedikleri ön ödemeyi yapmış olmamıza rağmen ellerine başka büyük bir proje geçince benim projeyi sallamışlar bir junior bile olamayacak stajyere. İnanılmaz değil mi! Ama öyle. Girişimlerimden öğrendiğim en önemli ders insanlara güvenerek iş yapmamak çünkü çok dengesizler o yüzden en önemli şey bir an önce insan faktörünü elimine edecek bir sistem kurmanız çok önemli. Bu yüzden de eğer elinizde bir teknoloji projeniz varsa kesinlikle bir CTO partneriniz, ortağınız olmalı. Yoksa yola çıkmayın. Daha önce bilmek zorunda değilsiniz dışarıdan yönetebilirsiniz diye düşünürdüm ama o kadar kazık yedikten sonra vazgeçtim. O yüzden öğrendiğim ve ikna olduğum bundan sonra da herkese olmazsa olmaz diyeceğim ders şu ki “Ana işinizle alakalı bir ortağınız olsun!”. Kafanız rahat eder. Gözünüz arkada kalmaz siz de kendi uzman olduğunuz işe odaklanırsınız.
Ders 3: Ana işinizle alakalı bir ortağınız olsun!
Anlatacak şey çok ama başka yazılara ve derslere saklamak için kısa keseceğim. En önemli konu ise önünüze hesaplamadığınız, öngörmediğiniz çok ama çok sorun çıkacağı ve sizin birçoğunu çözmekte başarısız olacağınız. Çok sıkılacaksınız, gerileceksiniz ve sonuçlara ulaşmakta gecikeceğinizi anlayınca demoralize olacaksınız. Belki birçoğunuz benim gibi pes edip, bırakıp daha rahat işlere kaçacaksınız. Ama en önemli ders asla pes etmeyip başarısızlıklardan ders çıkarmak olacak. O yüzden aşağıdaki resimdeki gibi yapabilmeyi öğrenmeniz lazım. Başarısızlıklardan öğrendikleriniz sizi bir adım öteye götürmeli.
Bunu yapabilmek de hiç kolay değil. Hepimiz bu yörenin insanı olduğumuz için sabır güçlü yönümüz değil. Biz hep kısa yoldan vole vuranların hikayelerini başarı belledik o yüzden de maalesef girişimciliği de öyle görüyoruz. Bir seferlik. Ürün getir, sat ve kaç. Ama öyle değil maalesef. Sürdürülebilir işler kurmak hem ülkemize hem de bize fayda sağlar. O yüzden en önemli dersimizi şöyle özetleyelim “Süreçten keyif al, sonuçtan değil!”. Bunu yapabilen her girişimci ne yaparsa yapsın başarılı olur.
Ders 4: Süreçten keyif al, sonuçtan değil!
Daha fazla uzatmadan gerisini yazıyor olduğum kitaba bırakıyorum. İşiniz ile alakalı bu ve buna benzer daha çok tecrübeden yararlanmak isterseniz yakında yapacağımız eğitime (Marka Eğitimi) katılabilirsiniz ya da bana (Danışmanlık) ulaşabilirsiniz.